"SİNGAPUR" MODERNLİĞİN VE İLGİNÇ YASAKLARIN ÜLKESİ.

              Modernliğin Ve İlginç Yasakların Ülkesi.

Güneydoğu Asya'nın en küçük ülkesi ,Aslan Şehir  olarak da bilinen ve başkentiyle ayni ismi taşıyan ülke Singapur.Şehir Devlet olan Singapur genelde sıcak ama yağmurun sizi her an ıslata bileceği  Tropikal iklime sahip bir ülke.Doğal güzellikler,modern yapılar ve ilginç yasakların iç içe geçtiği bir coğrafya.

Doğal Güzellikleri Ve Modern Yapıları.

"Gardens By The By" Bitkiler ile insanların ilişkisinin anlatıldığı,101 Hektar büyüklüğündeki bu parkta yürüyüş yapabilir,enfes manzaraları seyredebilir ya da "Flower Dome" bölümünde bahçe sanatı ve çiçekçiliğin güzel örneklerini inceleyebilirsiniz.

Çin kültürü ve mimarisinin birçok örneğini barındıran bu  Çin Mahallesinde Mariambe Tample gibi birçok tapınağı ziyaret edebilirsiniz.Çin mutfağının lezzetli yemeklerini deneyebilirsiniz.

Şehir merkezinin simgesi olan  ve birçok turistin ilk sıralarda ziyaret ettiği Merlion Heykeli Balık ve Aslan figürlerinin  birleşmesinden oluşuyor. Anlamı ise ; Aslan ülkeyi temsil ederken,  sürekli akan su  ise bolluğu ve refahı temsil ediyor.

 Santos Adasında ,birçok eğlenceli aktiviteyi yapabileceğiniz Dünyanın en büyük hız treninin barındıran Tema Parkını ziyaret edebilir  , Adanın doğal güzelliklerini keşfedebilirsiniz.Asya'nın en büyük tüp akvaryumunda birçok su altı canlısını keşfedebilirsiniz.

Dünyanın en yaratıcı mimarilerinden birine sahip "Marina By Sans Oteli"nde  sonsuzluk havuzunda yüzebilir,otelde alışveriş yapabilirsiniz. Otelin  SkyPark seyir terasında Singapur'un muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz.

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde olan Singapur Botanik Bahçelerinde eşsiz bitkileri görebilir en favori olan Orkide  Bahçeleri kısmında güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Lüks markaların olduğu Orchard Yolunda alışveriş yapabilirsiniz.

Hint mimarisine ait tapınakların olduğu Little İndiada Hint kültürünü tanıyabilir ve Hint yemeklerini deneyebilirsiniz.

Singapur Hayvanat Bahçesinde güzel bir safari eşliğinde hem doğanın tadını çıkarabilir hem de çeşitli hayvanları  ziyaret edebilirsiniz.

Singapur'u İlginç Yapan Yasakları

• Aracınız kirli ise trafiğe çıkamazsınız.
• Sakız çiğnemek yasaktır.
• Arabanıza ait  park yeri yoksa araba satın alamıyorsunuz.
• Grafiti yasak.
• Evliyseniz sadece bir ev alma hakkınız var.
• Durain Meyvesini kapalı mekanlarda yemek yasak.
• Yere tükürmek yasak.
• Kirli Araba kullanmak yasak.

"UMMAN" ÇÖLDE BİR MASAL ÜLKESİ.

                             "UMMAN" Çöldeki Masalların Ülkesi.

                        

Kış aylarında bile sıcaklığın 25 derecenin altına düşmediği bir ülke " Umman". Kelime  manası "Okyanus" demek olan Umanın nüfusu yaklaşık 5 milyon civarındadır.Başkenti"Maksat"tır.Halkı Arapça,Beluci,Swahili dillerini konuşmaktadır.Arap yarımadasının doğusunda ve Basra Körfezinde stratejik bir konumda olan  Umman "Simbat Masallarının" geçtiği ülke olarak da bilinir.

   

                            Umanın ve  Eşsiz  Güzellikleri.

                           Yılın her mevsiminde Umanda denize girebilmektedir.

Eski bir balıkçı kasabası olan" Mutrah" şehrinin  uzun sahilinde yürüyüş yapabilir.Kapalı Çarşında alışveriş yapabilirsiniz.

Kızıl kumlarla kaplı Vahabi Çölünde Bedevi köylerini ziyaret edebilirsiniz.Çölde safari yapabilirsiniz. 

UNESCO Dünya Mirası Listesinde olan,Orta Çağ İslam döneminin güzel bir örneği olan  Bahla  Kalesini ziyaret edebilirsiniz.

Sultan Bin Ahmet tarafından 1872 de yaptırılan bu AL Alam Kraliyet Sarayını gezebilirsiniz.

 

Muscat da tekne gezisiyle muhteşem gün batımında  Muskat ahşap evlerini seyredebilirsiniz.

Wadi Guhul da müthiş manzaraları seyredebilirsiniz.

Geleneksel Karak Çayından(kakule,zencefil.tarçın,süt) içebilirsiniz.

Maksat ta yer alan ve Geleneksel kıyafet,hançer ,ev eşyalarının sergilendiği Bait Al Zübeyir Müzesini gezebilirsiniz.

Saray ,hükumet binası gibi birçok muhteşem yapıyı ziyaret edebilirsiniz.

İslami Eserlerin bol olduğu bu ülkede muhteşem camileri gezebilirsiniz.

Çöl ve denizin,deniz ve dağların iç içe geçtiği bu ülkeyi mutlaka ziyaret edin

 ve Simbat Masallarını hatırlayın.

"AMİŞLER" İLGİNÇ AMERİKAN TOPLULUĞU.

                    Teknolojiyi Reddeden Topluluk"Amişler.

Günümüzde çok fazla kişinin merak ettiği ama hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadığı Amişlerle ilgili merak edilenleri ve yaşayışları hakkındaki bilgileri söyle bir özetleyelim.Hristiyan  bir topluluk olan Amişler 18 ve 19. yüzyılda dini baskılardan kaçarak Amerika'ya yerleşmişlerdir.Temel yaşam prensibi olarak sade bir yaşam yaşayan dini bir tarikattirler.Onları ilgi çekici yapan ise teknolojiyi reddedip,hayatlarının  hiçbir alanında kullanmamalarıdır. Amişlerin kurucusu Jakop Ammandır.Yaklaşık 1 milyon nüfusa sahip olan Amişler ,Pensilvanya Almancasını konuşmaktadırlar.

Amişler ve İlginç Özellikleri.

Günlük hayatlarında araba yerine "Buggi"yi kullanmaktadırlar.

Evlilik teklifinde genelin aksine yüzük yerine porselen ya da saat hediye ederler.Bekar kızlar evlenene kadar siyah şapka evlendikten sonra beyaz şapka takarlar.Genelde 20 yaşında evlenen Amişlerde topluluk içi evlilik yaparlar.Dışarıdan biriyle evlenmek ise yasaktır.Genelde 4-5 çocuk sahibi olmalarıyla ünlülerdir. Mücevher kullanması ve erkeklerin ise sakal bırakması yasaklanmıştır.Evli erkekler ise  sakal bırakabilir.

Kıyafet olarak sadeliği tercih ederler.Baskılı  ve çok renkli kıyafetlerden uzak duruyorlar.İlginçtir düğme kullanmıyorlar yerine çengel kullanıyorlar. Erkekler koyu renk ve uzun kollu giyinmeyi tercih ediyor.

Müzik dünyevi bir şey olduğu için yasaktır.Çocukların oyuncaklarında  surat yoktur.

Cenazelerini  3 gün süren bir törenle uğurlarlar.Cenazelerde herkes beyaz giyer.Mezarları sadedir ve çiçek bırakmak yasaktır.Kadınlar öldükten sonra düğün elbiseleriyle gömülürler.

Amişlerde kurallara uymayanlar aforoz edilirler.Kuralları çiğneyenler çiftliklerinden kovulurlar.İbadetleri diğer Hristiyanlardan farklıdır.2 haftada bir kiliseye gidip sonrasında birlikte yemek yerler.

Evlerinde elektrik kullanmayan  Amişler,mum ve gaz lambası kullanırlar.

Geçim kaynağı olarak tarımı seçmişlerdir.Tarımda  traktör gibi teknolojik ürünleri kullanmazlar.Eski usullerle toprağı işlerler.

 Çocuklar okulda İngilizce eğitim görürler ve sadece 8 sene eğitim alırlar.Lise ve üniversite eğitimine karşıdırlar.

Amişler savaşa karşıdırlar ve askere gitmezler.

HEY ONBEŞLİ VE BİLİNMEYEN HİKAYESİ

 Hey Onbeşli Ve Acı Hikayesi

Bir çoğumuz Hey Onbeşli türküsünü oyun havası olarak duymuşuzdur.Hatta göbek atmışlığımız bile  vardır.Ama bu türkünün hikayesi bambaşkadır.Tokat yöresine ait olan bu türkümüz Çanakkale Cephesine  giden 15-19 yaşlarındaki kahraman gençlerimizin hikayesidir.

 On beşliler

Tokatta eli silah tutan herkesin Çanakkale Cephesine çağrılmış.Onbeş yasından büyüklerin cepheye gitmesi ve daha küçük olanların evin güvenliğinden sorumlu olması için geride bırakılmak istenmiştir.Ama Onbeş yaşından küçük çocuklarımız vatan savunması için cepheye gitmiş ve  dönmemişlerdir.

Halil Ve Türkümüz

Hikayenin Halil ile ilgili kısmı ise şöyle, Halil ismindeki Onbeş yaşındaki kardeşimiz binlerce Onbeşli gibi Çanakkale Cephesini gidiyor ve ailesi ve geride kalanları Halil için bu ağıtı yakıyorlar. Bu ağıtta günümüze kadar gelen Hey Onbeşli türküsü oluyor.Cephede bedenleri küçük ama yürekli büyük olarak savaşan On beşlilerden geriye hiçbiri dönemiyor. Geriyeyse kimimizin göbek attığı kimimizin ise gerçek hikayesini bildiği bu türkü kalıyor.

Onbesli Türküsü

Hey Onbeşli Onbeşli

Tokat Yolları Taşlı

Onbeşliler Gidiyor

Kızların Gözü Yaşlı

Aslan Yârim Kız Senin Adın Hediye

Ben Dolandım Sen De Dolan Gel Gediye

Fistan Aldım Endazesi On Yediye

Giderim Elinizden

Kurtulam Dilinizden

Yeşil Baş Ördek Olsam

Su İçmem Gölünüzden

Aslan Yârim Kız Senin Adın Hediye

Ben Dolandım Sen De Dolan Gel Gediye

Fistan Aldım Endazesi On Yediye

Gidiyom Gidemiyom

Sevdim Terkedemiyom

Sevdiğim Pek Gönüllü

Gönlünü Edemiyom

Aslan Yârim Kız Senin Adın Hediye

Ben Dolandım Sen De Dolan Gel Gediye

Fistan Aldım Endazesi On Yediye

YEMEN TÜRKÜSÜ VE HAZİN HİKAYESİ

 

Yemen Türküsü Ve Arkasındaki Büyük Hikaye

Türküler kimi zaman neşeli,eğlenceli hoş bir tat bırakırken kimi zamanda hüzünlü,acı veren ve boğazımızı düğümleyecek bir tat bırakır.İşte Yemen türküsü de boğazımızı düğümleyen cinsten bir hikaye.

Medine Müdafaası

 Hikayemiz I- Dünya savaşında Irak-Hicaz-Yemen  cephesinin açılmasıyla şekillenir.Mekke,Yemen işgal edilince ve Medine de bulunan birliğimiz yeterli gelmeyince bir de  Peygamber Efendimizin mezarının tahrif edileceğinin söylentisinin çıkması üzerene başlarında Fahrettin paşa(Çöl Aslanı)'nın olduğu içinde gönüllü askerlerinde yer aldığı bir birlik Medine'yi savunmaya gelmesiyle başlıyor.Kahraman askerlerimiz Medineye giriyorlar ama büyük bir tuzağın içine çekildiklerinden haberleri yok.İngilizler kuyuları taşlarla kapatmışlar,demir yolları tahrip etmişler,yiyecekleri yok etmişler. Bir de üstüne Medine çekirgelerin istilasına uğrayınca , 1 ay bile dayanamaz denilen askerlerimiz burada 6 ay dayanmış ve sonunda teslim olmak zorunda kalmıştır. Daha sonra Seydi Beşir denilen kampa sürgün edilmişlerdir.

Seydi Beşir Ve Huş 

Bu kampa getirilen yaklaşık 15.000 askerimiz Sarah adındaki İngiliz ajanın önderliğinde burada çeşitli işkenceler( kafalarına benzin dökülüp ateşe verilmiş,kimyasal içerikli sularda yıkanmaya zorlanmış ve en sonunda  bunlardan  kurtulmaya çalışınca da dipçiklerle gözlerine vurulup kör edilmişlerdir.) Kimisi de koleradan ölmüştür.Bu kör edilen askerlerimizin işe yaramayacağı düşünüldüğü zaman ise  türkümüze de adını veren Yemen çöllerine  bırakılmışlardır.

Askerlerimize çölde Osmanlıyı seven bedevilerinden yardım edileceği düşünülmüş ve hayatta kalmamaları için Sarah ' önerisiyle  Huş (en son yerleşim yeri sonrası çöl) denilen hafif yokuşun olduğu yere getiriliyorlar.Burada çöle bırakılmadan önce Askerlerimiz hayatta kalmasın diye her tarafları jiletleniyor çünkü  kan kokusunu alan tüm sürüngenlerin gece ortaya çıkıp hiçbir askerimizi canlı kalamayacağını biliyorlar.Sonunda hiçbir askerimiz ülkesine dönemiyor.İşte" Burası huştur yolu yokuştur giden gelmiyor acep ne iştir" diye devam eden türkümüzün hikayesi.

Yemen Türküsü

Havada bulut yok bu ne dumandır
Mehlede ölüm yok bu ne şivandır
Şu Yemen elleri ne de yamandır

Anom Yemen'dir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir

Şu dağın ardında redif sesi var
Varın bakın çantasında nesi var
Bir çift pabuç ile bir de fesi var

Burası Huş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir

Kışlanın önünde çalınır sazlar
Ayağım yalnayak yüreğim sızlar
Yemen'e gidene ağlıyor kızlar

Burası Huş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir

Dünyada Az Bilinen Dinler Serisi "SABİİLİK"

 

Dünyadaki İlk Dinlerden Biri"Sabiilik"

    Dünyada çok az kişinin bildiği veya adını hiç duymadığı dinlerden biridir "Sabiilik.Sabiilik günümüzde de varlığını sürdüren bir dindir ve İslam'a göre Ehlî  Kitap dinler arasındadır.Sabi iliğin dinlerin ilk tipi olduğu Hz. Adem ile ortaya çıktığı ve Kutsal kitabı Ginza  dendiğini biliyoruz. Etimolojik olarak kelime anlamı ise "dönmek" ,"değişmek", "meyletmek" anlamlarına geliyor.Sabiiler,   günlük hayatlarında  Arapçayı ,ibadet  dili olarak Mandeceyi tercih ediyorlar. 

Sabiliğe genel anlamda şöyle bir bakacak olursak , M.Ö .2000 öncesinde varlığını sürdürdüğünü ve ilk çıktığı yerin Harran,İran ve Suriye çevresi olduğunu görüyoruz.Günümüzde ise Sabiiler dünyaya yayılmış ve sayılarının 60.000 -70.000 civarında olduğunu tahmin ediyoruz.İnanış olarak monizm benimsemiştir.Yaratıcılarına verdikleri isim Mara Drabata (Büyüklüğün rabbi) veya "Baiye "(Hayat) anlamına gelmektedir.

İnançEsasları 

Sabi ilikte bütün varlıkları var eden bir "Yüce Varlık" inancı vardır.Bu yüce varlık tüm sabiilik öğretesinin temelidir.Hayat inancı dinin özünü oluşturur. İki farklı güç vardır ve bunlar birbirine zıttır .Bunlar Karanlıklar Alemi  karanlığı,yokluğu ve  kötülüğü temsil ederken,Işık Alemi  ise ışığı,hayatı ve verimliliği temsil eder.Sabiilikte enteresandır tanrıya duyulan saygı nedeniyle tanrı adı direk anılmıyor onun yerine tanrının  aracıları kabul  edilen ve  yıldızlarda yaşadıkları kabul edilen meleklere sesleniyorlar.Sabiilikte diğer büyük dinlerde ki gibi bir peygamber inancı yoktur ama Hz.Yahya  önemli bir yer tutar.Ölümden sonraki hayat inancında ise şöyledir, bedenden ayrılan ruhun  45 gün süren bir yolculuğa çıktığı ve  işlediği günah ölçüsünde ceza çektiği  ve daha sonra cezaları bitince vaftiz olduktan sonra Işık alemine gittiğine inanılıyor.

Mabet Ve İbadet Uygulamaları

Mabetlerine Mandi ve Manda demektedirler.Bu mabetler kulübeler şeklindedir.Mabetler  ırmak kıyısında ve  yönü kuzey olmalı, kapısı güneye bakmalı ve penceresiz olmalıdır.Din insanı olarak rahip e rahibeler vardır.

İbadet olarak ise  sabiilikte insanı kurtuluşa götürecek olanın  İlahi bilgi olduğunu,İlahi bilgiye ise ibadetlerle ulaşabileceğine inanılıyor.Bu ibadetler ,Vaftiz(en belirgin özellikleridir),Ayin ,Yemekler ,Oruç, Dua ve Kurbandır .İbadet olarak vaftiz sabiilikte önemli bir yer tutar.Vaftiz nehir kenarında olmalıdır.Vaftizden de kasıt islamda var olan Boy Abdestine denk gelir.

Ek Bilgiler

Son olarak Sabiilikle ilgili ek birkaç bilgi verecek olursak;

Sabiilikte  Mandeen bir aileden doğan herkes sabiidir.Yahudilik inancında olduğu  gibi bu dine dışarıdan üye kabul edilmemektedir.Enteresandır Sabilerin bir dini bir de dünyevi isimleri vardır.Her sabbii kutsal elbisesi olan rasta(Beyaz)  giymek zorundadır.Bayramları Panja (bahar bayramı ve Dibha Rabba(nevruz) ve Dibha Hnina dır. Gene islam inancına benzer olarak Sabiilikte Alkol ve  kendiliğinden ölen veya başka hayvanın öldürdüğü hayvanın etinin yenmesi yasaktır.Sabii olmayan biri tarafından kesilen etin yenmesi yasaktır.

RENK NEDİR?RENKLERİN BİZE İFADE ETTİKLERİ NELERDİR?

              Renk Nedir?Renklerin Anlamı Herkes İçin Aynı mıdır?

Renk nedir? diye sorarken rengin ansiklopedik tanımından çok, renklerin herkesin ortak duygularına mı seslendiğini ya da tamamen kişiye özel bir tanımı mı var biraz bunlardan bahsedeceğiz.

                       Renklerin Kişilere Ve Kültürlere Göre İfade Ettikleri.

Renkler insanlar için ortak ifade ettiği olgular vardır.Hepimizin  kendine göre bir renk tanımı da vardır..Ama renkler herkeste ortak bir duyguyu ya da düşünceyi betimler mi orası tartışılır.Renklerin ifade ettiklerinin  topluma ,kişiye, ülkeye ,dinlere ve benzeri birçok duruma göre değişebileceğini düşünenlerdenim.Örneğin, beyaz rengi ele alalım çoğu toplumda beyaz düğünlerde tercih edilirken,Hint kültüründe beyaz düğünlerde değil cenazelerde tercih edilir ve giyilir.Ya da Hristiyan kültüründe Hint kültürünün aksine cenazelerde siyah giyilir.Daha kişisel olarak  örneklendirirsek, Siyah bir kişi için  karanlığı ve  kötü duyguları ifade ederken başka bir kişi için siyah, bir  gülde gördüğü güzelliği ifade eder. Ya da mavi renk bir kişide gökyüzünü ifade ederken diğer bir kişi için denizi ifade eder.

Toparlamak gerekirse renklerin kişilere ifade ettiği anlamlar genel olmaktansa daha özneldir. Bu öznellikte kişiye,ülkeye,dine ve birçok etmene göre değişir.